Hoşgeldin
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hoşgeldin

eN GüZeL FoRuM BiZiM FoRuM
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Erkek Sağlığı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:52 pm

Testis kanserleri 15-35 yaş erkekler arasında en sık görülen kanser tiplerinden biridir.Erkeklerde görülen kanserlerin %1 ini oluşturur.Her yıl 100.000 kişiden 3 ünde testis tümörü saptanır. 20-40 yaşları arasında ise bu oran 100.000 de 6 ya çıkar. Kafkasyalı erkeklerde görülme sıklığı diğer erkeklere oranla daha fazladır. Olguların yaklaşık % 95 inde tümör doğrudan sperm üreten dokudan kaynaklanır.
Eskiden tedavisi oldukça zor olan ve olduça tehlikeli olarak nitelendirilen testis kanserlerinde günümüzdeki gelişmelerle erken teşhis konulduğu takdirde olduça yüz güldürücü sonuçlar alınmakta ve yaşam oranı % 95 lere çıkmaktadır.

Belirtiler:

* Herhangi bir testiste kitle veya büyüme
* Skrotumda ağırlık duygusu
* Karında veya karında ağrı
* Skrotumda sıvı birikmesi
* Testislerin birinde veya skrotumda ağrı
* Seyrek olarak human chronic gonadotropin (HCG) artışına bağlı olarak göğüslerde büyüme ve hassasiyet.

Unutmayın bu belirtilere başka birçok hastalık ta sebep olabilir. Eğer bu belirtiler 2 haftadan uzun sürerse mutlaka bir doktora görünün. Bu belirtilerin gerçek sebebini size ancak doktorunuz söyleyebilir.

Sebepler:

Testis kanserlerinin sebepleri bilinmemektedir. İnmemiş testisi olanlarda hastalığa yakalanma riski çok daha fazladır. İnmemiş testis daha sonra cerrahi yöntemlerle indirilse bile bu risk devam etmektedir.

Tanı:

Erken tanı kanserin tedavi edilebilme şansını arttırdığı için çok önemlidir. Tüm genç erkekler ayda bir kez kendikendine testis muayenesi yapmalıdırlar. Bu testis kanserinin erken tanısı için en önemli unsurdur. Muayenede şüpheli bir durum görülürse mutlaka doktor kontrolune gereksinim vardır.

Doktor tanı için kanda marker olarak adlandırılan beta-HCG ve alfafötoprotein testlerini isteyecektir. Bazı tip kanserlerde bu marker ler yükselmeyebilir. Doktorunuz ilk olarak sizden ultrasound yaptırmanızı isteyecektir. Nadiren biyopsi gerekebilir.

Tedavi:

Kanserin tipine ( seminom, nonseminom) ve evresine göre değişik tedavi yöntemleri mevcuttur.Seminomlar sperm üreten hücrelerden kaynaklanırlar ve testis kanserlerinin yaklaşık % 50 sini oluştururlar. Nonseminomlar ise teratokarsinom, embriyokarsinom vs. farklı tip tümörlerden oluşur. Ayrıca hastanın yaşı ve genel sağlık durumu da tedavi yönteminin seçilmesinde etkili olmaktadır. Uygulanan 4 çeşit tedavi vardır:

Cerrahi Tedavi: ( radikal inguinal orşiektomi) Bütün testis ve çevre dokusu cerrahi olarak çıkarılır. Karın bölgesşndeki lenf düğümleri de birlikte çıkarılır. Bir testisi alınmış kişilerin diğer testisinde de % 2-5 oranında kanser gelişme rski vardır.

Radyasyon Tedavisi: Seminomlar radyoterapiye oldukça duyarlıdır. Nonseminomlar ise duyarlı değillerdir.

İlaç Tedavisi (Kemoterapi): Genellikle nonseminomlarda cerrahi tedaviden sonra en az yan etkisi olan ilaçlar seçilerek ( cisplatin, etoposide vs.) kemoterapi yapılır.

Kemik İliği Nakli: Bu tedavi şekli henüz araştırılma aşamasındadır. Hastadan alınan kemik iliği kanser hücrelerini öldürücü bir ilaçla işleme tabi tutulur ve dondurulur. Dondurulmuş ilik daha sonra venlerden iğne ile vücuda verilir.

Tedavi sonrası yaşam:

Çoğu erkek bir testisinin alınması ile kısır kalacaklarını veya cinsel aktivitelerinin yok olacağını sanır. Ancak bu yanlıştır. Alınan testisin yerine skrotum içine konulan ve normal testis görünümü veren protez testis takılabilir.

Lenf bezlerinin alınması penisin sertleşmesini veya orgazmı olumsuz etkilemez ancak kısırlığa sebep olabilir. Bu bazen ilaçlarla düzeltilebilir.

Radyoterapi de spermleri öldürücü etki gösterebilir. Genellikle tedaviden birkaç ay sonra düzelme görülür ancak yinede tedaviden önce önlem olarak sperm bankasında sperm dondurulması önerilebilir.

Alıntı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:53 pm

Prostat Kanseri

Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.Erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.Yine Amerika'da her yıl 200.000 yeni hasta ve 38.000 ölüm saptanmaktadır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Prostat mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde birbezdir.

Prostat ejekulasyon esnasında spermin dışarı atılması için gerekli akışkan sıvının ve enzimlerin 1/3 ünü salgılar. Ejakulatın içinde yer alan sperm testislerde yapılır, vas deferens adı verilen tüpler tarafından taşınır. Bu esnada prostattan bu katkı maddelerini alır ve penise ulaşarak dışarı atılır. Prostatın arkasında ki seminal kabarcıklar bu akışkanın yapıldığı yerdir. Prostata direkt teması ve yakınlığından dolayı kanser bu seminal kabrcıkları ve prostatı saran kapsülü de etkileyebilir. Bu durumda ameliyat kanseri yok etmek açısından pek faydalı olamayabilir. Rektuma olan komşuluğundan dolayı Rektal muayene prostat hakkında fikir verebilen iyi bir muayene usuludur.

Nedenleri:

Prostat kanserinin sebebi henüz bilinmemektedir. Ancak bazı faktörlerin kansere yakalanma riskini arttırdığı bilinmektedir.

Birinci faktör ailede prostat kanseri hikayesinin bulunmasıdır.Babasında veya kardeşinde prostat kanseri bulunan bir kişinin kansere yakalanma riski iki katartmaktadır.

Yaşlı kişiler daha büyük risk altındadırlar.Prostat kanseri tanısı konmuş kişilerin 3/4 ü 65 yaş ve üzerindedir.

Afrikalı-Amerikalılarda daha sık görüldüğü söylenmektedir.

Prostat kanseri ile erkeklik hormonu arasında bir ilişki olduğu sanılmaktadır.Kısırlaştırılmış erkeklerde prostat kanserinin görülmemesi buna delil olarak gösterilmektedir.

Östrojen hormonu (kadınlık hormonu) kan seviyelerinin yükseldiği ağır karaciğer hastalıklarında prostat kanseri riski azalmaktadır.

Çevresel faktörler riskin artmasında rol oynar. Asyalı lar prostat kanseri riski açısından daha şanslıdırlar. Japon erkeklerinde prostat kanseri görülme riski Amerikalı'lardan yaklaşık 40 kez daha azdır. Ancak ilginç olan konu Amerika'ya göç etmiş Asyalılarda riskin arttığı görülmüştür. Bu da çevre ve beslenme faktörlerinin önemini göstermektedir.

Belirtiler:

Prostat kanseri genellikle ileri aşamalarına kadar bulgu vermez. İyi bir doktor muayenesi ve Prostate Specific Antigen (PSA) adı verilen bir kan tahlili ile genellikle bulgu vermeden önce erken evrelerde tanısı konulabilir.

İleri evrelerde ise prostat bezinin büyümesine bağlı idrar yapamama, idrar veyasemen sıvsında kan görülmesi gibi bulgular verebilir. Ayıca ağrı ve empotansgibi bulgular da verebilir.

Hastalığı önlemenin kesin yolları bilinmemekle birlikte sağlıklı yaşam içingerekli genel kuralları ( egzersiz ve düşük yağlı diyet) uygulamak yararlı olabilir.

Tanı:

Prostat muayenesi rektal tuşe ile yapılır. Rektumdan yapılan muayenede prostat kenarları düzensiz ve noduler olarak ele gelir.

Prostate Specific Antigen (PSA) testinin bulunmasi ile prostat kanseri tanisinda yeni bir çag açilmistir. Bu test ile kanser henüz bulgu vermedigi çok erken asamalarda dahi taninabilmektedir.

Prostate Specific Antigen (PSA) prostat bezi tarafindan yapilan ve semen sivisinin yapisinda olan küçük bir protein molekülüdür. Bu molekül normalde kanda ya hiç bulunmaz veya çok düsük seviyelerde bulunur. Ancak prostat kanserlerinde PSA nin kan düzeyleri çok yükselir. Bazı kanser dışı durumlarda da PSA da yükselmeler görülürse de bunlar küçük düzeylerde ve geçici yükselmelerdir. Bu durumları ayırt edebilmek için PSA dayükselme saptayan doktor tekrar test isteyebilir. 4-10 ng/ml arasında çıkan ortadüzeydeki PSA seviyeleri üroloji konsultasyonu gerektirir. 10 ng/ml üzerindekiseviyelerde ise ürolojist tarafından biopsi konusunda değerlendirilmelidir.

Prostat Kanserlerinin % 5-10 kadarında PSA yükselmeyebilir. Bu sebeple rektal muayene ve PSA tanıda tamamlayıcı rol oynar. Sadece biri yeterli olamaz.Bu yöntemlerden herhangi birinde prostat kanseri şüphesi olursa Ürolog Doktorunuz biopsi isteyebilir. Biopside ultrason eşliğinde rektumdan prostata bir cins iğne ile girilerek mikroskop ta incelenmek üzere parça alınır. Kanser tanısı konulursa kanserin ilerleme derecesi Gleason Score ile evrelendirilir.Bu skala doktorunuzu hastalığın gidişi, tedavisive ne kadar yayıldığı hakkında bilgilendirir. 10 en yüksek evredir ve hastalığın kötü olduğunu gösterir.PSA düzeyindeki yüksekliklerde hastalığın evresi hakkında fikir verebilir. Genellikle 6 ve üstü Gleason scoru ve 20-30 ng/ml PSA seviyesi kanserin prostat bezi dışınada yayıldığını gösterir.

Kanser aynı zamanda klinik evrelemeye de tabi tutulur. Klinik evrelemede çeşitliyöntemler kullanılır. En çok kullanılan T1-T4 evrelemesinde:

* T1-T2 de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.
* T3 de yakın dokulara da metastaz (yayılım)yapmıştır.
* T4 de ise uzak organlara da yayılım vardır.

Eski ancak hala kullanılanbir sistem de ise:

* Evre A ve B de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.
* EvreC de yakın dokulara da metastaz (yayılım) yapmıştır.
* Evre D de ise kemik gibi uzak organlara da metastaz yapmıştır.

Doktor bunlardan başka uzak metastazları da araştırmak için kemik taramaları,röntgen, MR, BT gibi tetkikler isteyebilir.

Tedavi:

Tedavide hastanın yaşı, kanserin ilerleme düzeyi, hastanın genel sağlık durumu, gibi çeşitli etmenler göz önünde tutulur.

Radyasyon Tedavisi (Dışarıdan Işın Tedavisi): Sadece prostatta sınırlı kalmışkanserlerde ameliyat ve radyasyon tedavisi eşit iyileşme sağlar. Son 20 yıldır geliştirilen radyoterapi tetkikleri komplikasyonları en aza indirmiştir.Genellikle iki ay boyunca günlük dozlarda radyasyon verilir ve iyi tolere edilir.Anestezi ve hastanede yatmayı gerektirmez.Ağrı hissedilmez. Herbir tedavi sadecebirkaç dakika sürer. Tedaviden sonra hastalar günlük aktivitelerine devam edebilirler.

Radikal Prostatektomi: Prostat ve bağlı seminal kabarcıklar beraberce ameliyatla alınırlar.Bir kaç gün hastanede yatmayı gerektirir. Genel veya Lokal anestezi ile yapılır. Ameliyat sonrasında bir miktar sonda taşımak gerekebilir.Radikal Prostatektomi de amaç kanserli dokunun tamamını alabilmektir. Eğer bu başarılabilirse o zaman başka tedaviye gerek duyulmaz. Ancak bazen açıldıktan sonra kanserli dokunun prostat dışında lenf bezlerine veya çevre dokulara da genişlemiş olduğu görülebilir. Böyle durumlarda kanserli dokunun tamamı alınamaz ve ameliyat sonrası radyasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Radyasyon Tedavisi (Brachytherapy): Dışarıdan verilen radyasyon tedavisi de radikal prostatektomi de hastalarda ereksiyon yeteneğini sınırlarlar. Bunu engellemek için Brachytherapy adı verilen bir radyasyon tedavisi yöntemi kullanılır. Karın içine leğen kemiğinin dibine, rektumun önüne, testislerin gerisine konan metal kateterler ile radyoaktif madde öldürülmek istenen kanserli dokuya verilir.Böylece çevre dokulara verilecek ışın dozu azaltılarak ereksiyonu sağlayacaksinir ve damarlarda daha az hasar neden olunur.Çok sık uygulanan bir tedaviseçeneği değildir.

Hormon Tedavisi: Kanser prostat dışına da yayılmışsa genellikle hormonal tedaviuygulanır. Hormon tedavisinin hedefi testislerden erkeklik hormonu salınımını baskılamaktır. Çoğu zaman erkeklik hormonunun baskılanması ile prostat kanserindekigelişme durdurulabilir. Bu tedavinin en kolay ve en hızlı yolu testislerin alınmasıdır. (kastrasyon, kısırlaştırma) Ancak genellikle günlük ağızdan alınan ilaçlar yada aylık veya 3 aylık enjektabl ilaçlar bu tedavide terch edilir.

Evrelere Göre Tedavi:

* Evre T1 ve T2 de(veya Ave B de) radyasyon tedavisi veya ameliyatla (radikal prostatektomi) tedavi aynı etkiyi gösterirler. Hastalığın bu aşamasında tedaviye hastanın durumuna göre ve olası yan etkileri göz önüne alınarak karar verilir.Bir ürolog ve radyasyon onkolojisti ile görüşülmelidir.
* Evre T3 veya C de sadece ameliyatla tedavi yeterli değildir. Çünkü kanser prostat dışına da yayılmıştır ve ameliyattan sonra radyasyon tedavisi de gerekecektir.Radyasyon tedavisi kalan mikroskobik kalıntıları da öldürecektir.Birçok doktor bu evrede olası komplikasyonları önlemek için çok daha erken dönemlerde radyasyon tedavisine başlama taraftarıdır. Hatta bu aşamada yakalanan kanserlerin pek yüz güldürücü olmayan gidişini engelleyebilmek için radyasyon tedavisi ile birlikte hormontedavisi uygulamakta giderek daha çok kullanılan bir yöntemdir.
* Evre T4 veya D de kanser kemiklere yayılmıştır (metastaz)Tedavi semptomlarıhafifletmek ve kanseri geçici olarak geriletmeye yönelik olarak yapılır. Kemik metastazlarının tedavisinde ameliyat veya radyasyon tedavisi gerekebilir.

Alıntı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:53 pm

Böbrekler Böbrekler bel kemiğinin iki yanında, kaburgaların hemen altında yer alan, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye benzeyen bir çift organdır. Başlıca işlevleri kanın fazla suyunu ve artık maddelerini süzmektir. Bu maddeler idrar şeklinde ureter denilen kanallarla böbrekten mesane (sidik torbası ) na aktarılır ve buradan da uretra yolu ile dışarıya atılır. Böbrekler aynı zamanda 3 önemli hormonu da üretirler. Bunlar kemiklerde kırmızı kan hücrelerinin üretimini harekete geçiren eritropoetin; kan basıncını düzenleyen renin ve sağlıklı kemikleşme için gerekli olan D vitamini
Böbrek Taşı Nedir:Henüz tamamen anlaşılamamış bazı sebeplerle normal idrarın içeriğinde bulunan özellikle ürik asit ve kalsiyum gibi maddeler kristalleşerek böbrek içinde taş olarak adlandırılan yapıları oluştururlar. Tıbbi adı Nefrolitiazis dir. Oluşan bu taşlar golf topu kadar büyük olabileceği gibi kum tanesi kadar küçükte olabilirler. Düzgün yuvarlak, sivri, asimetrik vs. çeşitli şekillerde olabilirler. Çoğu taş sarı-kahverengi renklerdedir. Ancak kimyasal bileşimine göre bronz rengi, altuni veya siyah renkli taşlar da olabilir.
Bazı taşlar hiç belirti vermeden böbrekte kalabilirler. Bazıları ise ureterler, mesane ve uretra boyunca yer değiştirirler ve idrarla dışarı atılabilirler. Küçük olan taşlar herhangi bir belirti vermeden veya çok az bir rahatsızlıkla dışarı atılabilirken daha büyük olan taşlar çok şiddetli ağrılara sebep olabilirler.Bazende idrar geçişini önleyebilen tehlikeli tıkanıklıklar oluşturabilirler.
Görülme Sıklığı:
Oldukça sık görülen bir hastalıktır. Erkeklerin % 10-15 i, kadınların ise ortalama % 5 inde görülür.İlk olarak genellikle 20-30 yaşlarında ortaya çıkar. Özellikle erkeklerde bir kez taş oluşmuş erkeklerin 2/3 ünde ortalama 9 yıl içinde taş tekrarlamaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:53 pm

Gerçekte erkeklerde bu dönemde belirgin bir hormonal değişim olmaz, ancak 50�li yaşlardan itibaren yaşa bağlı değişimler ve buna bağlı performans azalmaları ortaya çıkar. Yaşa bağlı değişimler şunlardır;

* Testislerde küçülme ve sertleşme ( testosteron azalmaz )
* Ereksiyonda güçlük, olduğunda uzama
* Yavaş ve güçsüz meni çıkarma

Bu değişimleri etkileyen en önemli faktörler ise şöyle sıralanabilir ;

* Vücut değişimleri, kas gücünde azalma, çabuk yorulma
* Kalp-damar hastalıkları
* Solunum sistemi hastalıkları
* Şeker hastalığı
* Dejeneratif eklem hastalıkları
* Prostat hastalıkları, operasyonlar
* Kullanılan bazı ilaçlar ( tansiyon, depresyon vb.)
* Alkol, sigara
* Başarısızlık korkusu
* Cinsel ilişki sırasında ölme korkusu
* Monotonluk
* Beklentilerin azalması
* Toplumun yaşlı cinselliğini yok farz etmesi
* Kendine ait bir mekana sahip olamama
* Sosyo-ekonomik güçlükler

Hanımlarda olduğu gibi hormon tedavisine gerek yoktur çünkü üretim azalmamıştır. Ancak genel sağlık sorunlarının yanında özellikle damar hastalıklarına bağlı olarak gelişen sertleşme problemi ve prostat büyümesine bağlı idrar sıkıntıları nedeniyle düzenli hekim kontrolleri gereklidir.

Eğer sertleşme olamıyorsa, günümüzde çok çeşitli ve güvenli penil protezler (mutluluk çubuğu) basit operasyonlar ile uygulanabilmektedir.

Prostat büyümesi önemlidir çünkü idrar yolunu tıkayarak çok rahatsız eder. Bu durumda kolay ancak dikkatle gerçekleştirilen operasyonlar başarı ile yapılmaktadır. Bu operasyonlardan sonra sertleşme biraz güçleşmekte, meni çıkarma işlevi son bulmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:53 pm

Erkeklerde en çok görülen hastalıklardan Biri olan basur beslenme ve sağlık önlemleriyle denetim altında tutulabilen, ama çoğu kez cerrahi çözüm gerektiren yaygın bir hastalıktır.


BASUR

Basur, makat civarındaki toplar damarların genişlemesi sonucu meydana gelen hastalıktır. Toplar damarlardaki bu genişleme şişlik, kaşıntı, ağrı ve kanamaya neden olabilir. Basur gelişimi normal olmamakla birlikte, insanların çoğunda zaman zaman basur gelişmektedir. Uzun süreli oturmak zorunda olma, kabızlık, besinlerimizdeki bazı maddeler bsaur gelişimine neden olabilmektedir. Yine gebelik sırasında basur gelişimi sıktır, ancak bunlar doğumdan sonra ortadan kalkar. Basura neden olabilecek yiyecekler arasında en sık rastlanılanları: güçlü baharatlar (özellikle kırmızı biber ve hardal), kafeinli ve kafeinsiz kahve ve alkoldür. Sık sık basur gelişenlerin bu yiyeceklerden ve sigaradan uzak durmaları gerekir.

BELİRTİLERİ

1)En sık görülen belirti,tuvalet kağıdında kırmızı parlak rekli veya tuvalette kan damlası görmektir.Tıkanmış hemoroidlerde pıhtı bulunur ve ağrılıdır.
2)yanma
3)Anüste(makatta) rahatsızlık
4)Kaşıntı

SEBEPLERİ

1)Ailesel yatkınlık
2)Kabızlık, uzun süren ishal
3)Kabızlığa neden olan veya artıran sebepler
4)Posasız gıda(meyve sebzenin az tüketildiği) gıdalarla beslenme alışkanlığı
5)Aşırı terleme, az su içme
6)Dışkılama zamanının ertelenmesi
7)Seyahatler
8)Karın içi basınç artışına yol açan etkenler (gebelik)
9)Acılı ve baharatlı gıdaların fazla tüketilmesi
10)Aşırı alkol tüketimi
11)TUVALET İHTİYACINI ERTELEMEK VE UZUN SÜRE TUVALLETTE KALMAK
12)Yaşlılık

TEDAVİ

Basurla için en iyi tedavi yöntemi binlerce yıldır kullanılan oturma banyolarıdır. Uygun büyüklükte bir leğenin içerisine yanmayacağınız ve sizi rahatsız etmeyecek kadar sıcaklıkta su doldurun, günde 3-4 kez 15 dakika kadar oturun.Tuvaletten sonra kesinlikle kuru tuvalet kağıdı ile temizlik yapmayın. Kuru tuvalet kağıtları buradaki genişlemiş damarlara hasar verir ve basuru ilerletir. Bunun yerine tuvalet kağıdını ıslatıp o şekilde temizlenin. Veya bu amaçla üretilmiş ıslak kağıt mendiller kullanın.

10 BASİT TAVSİYE:

Çok su içiniz: Gün de en az 1.5 ila 2 litre.

Dengeli besleniniz: Lif, tahıl, kepek ekmeği, meyva ve sebze açısından zengin gıdalar alınız.

Jimnastik, yürüme ve yüzme gibi düzenli egzersizler yapınız. Bisiklet ve ata binme gibi bazı sporlardan kaçınız.

Tuvalete, her gün belirli bir saatte gidiniz, ( örneğin uyandığınızda bir bardak su içtikten sonra )

Sıcak yerlerde çok uzun süre kalmayınız.

Lokal tahribata ( baharatlı yemekler, alkol ) ya da bağırsak hareketliliğine ( kahve, çay ) neden olabilecek gıdalardan kaçınınız.

Lokal kişisel temizliğinize özen gösteriniz, ancak uzun süreli kullanımda, tahriş ( dar iç çamaşırlar ve sıkı giyisiler v.b.) edebilecek ürünlere dikkat ediniz.
Ağır yükleri taşımaktan kaçınmaya çalışınız.

Dar giyisiler giymekten kaçınınız.

Semptomlar devam ederse ( örneğin tuvalet kağıdında kan, anal rahatsızlık, akıntı genel cerrahi polikiliğine başvurunuz

KOMPLİKASYONLAR(sebep olduğu kötü şeyler)
Kanama, basurun en sık görülen komplikasyonudur.Basurun kanama dışında birçok başka komplikasyonu da vardır. Bunların en önemlisi çok kolay iltihaplanmalarıdır. Genişlemiş toplardamarlarda iltihap (flebit) oluşumu çok yaygındır, îltihaplanan basur memeleri gerginleşir, şişer, genişler, çok ağrı verir ve yalancı dışkılama hissidir.Dışkılamayla ağrı daha da artar aynca ateş yükselebilir. Böyle ağrılı bir basur nöbetinin gelişimi iki yol izleyebilir. Birincisi iltihabın bir hafta içinde kaybolması ve belli bir aradan sonra sürecin yeniden başlamasıdır,Basur kanamaları az miktarda da olsa uzun sürmesi ve yinelemesi nedeniyle kansızlığa yol açabilir. Sık sık basurla birlikte görülen bir sorun da makatta çatlakların oluşmasıdır.

CERRAHİ TEDAVİ

Tıbbi tedaviye ve alınan sağlık önlemlerine karşın hastalık ilerler komplikasyonlar ortaya çıkarsa. cerrahi girişimde bulunmak gerekir. Kriyoşirürji (soğuk ya da dondurma cerrahisi). Sıvı azot ya da azot protoksitle dondurucu etki sağlayan bir aygıt kullamlarak basur memelerini çıkarmayı sağlayan bir yöntemdir.Hastanede yatmayı gerektirmeyen. ağrısız bir cerrahi girişim olduğundan hastalar tarafindan çok istenir. Ama kriyoşirürji ancak fazla büyümemiş, iltihaplanmamış, iyi görülebilen ve bağırsak duvarına ince bir sapla bağlı olan basur memelerine uygulanabilir; dolayısıyla kullanım alanı sınırlıdır. Aynca yaygın kanının tersine bazı olumsuz sonuçlar doğurduğu da bilinmektedir. Dondurucu aygıtla cerrahi girişim sonrasında hasta birkaç gün ishal biçiminde dışkı çıkarır. Bu tedavi yönteminde basur memeleri önce şişer ve kızarır altıncı güne doğru meme çevresindeki doku siyahlaşarak kangren olur ve 14 güne doğru tutunduğu dokudan ayrılarak düşer.

Hemoroidektomi (geleneksel basur ameliyatı). Tıbbi tedaviyle başanlı sonuç alınamaz ve ağn, yanma, kanama gibi yakınmalar ağırlaşarak sürerse. hastanın durumu da kriyoşirürji için uygun değilse, artık geleneksel bir cerrahi girişim yöntemi olan hemoroidektomiye başvurmak zorunlu olur. Ameliyat sonrası dönem ağrılı ve zordur; kriyoşirürjiden farklı olarak hastanede yatmayı ve birkaç gün yatakta dinlenmeyi gerektirir. Bununla birlikte olgulann önemli bir bölümünde tek etkili ve güvenilir tedavi yöntemidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:54 pm

ERKEK KISIRLIĞI TANI VE TEDAVİSİ. AZOOSPERMİ , HİPOGONADİZM , MİKROSKOPİK TESE-MESA OPERASYONLARI
En az bir yıl korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuğu olmayan çiftler kısırlık ( infertilite ) araştırması için ürolog-jinekologa başvurmalıdırlar. Sperm incelemesi sonucu sperm yetersizliği yada yokluğu bulunan hastaların tedavileri kliniğimiz tarafından yaklaşık 9 yıldır başarı ile yapılmaktadır. Sperm hareket ve sayı kusuru bulunan varikoselli ( testis toplardamar genişlemesi ) hastalara mikroskopik varikoselektomi ameliyatı başarı ile uygulanmaktadır. Sperm testleri sonucunda hiç spermi çıkmayan azoospermi hastalarının tedavisini ve çocuk sahibi olmalarını sağlayan en eski ve en tecrübeli merkezlerden olmakla birlikte Türkiye çapında en fazla vakası olan Tüp-bebek merkeziyiz.

Çocukluk çağında inmemiş testis nedeniyle ameliyat olmak veya hala testis-testisleri torbaya inmemiş olmak , kabakulak vb hastalıklardan sonra testislerinde şişme veya küçülme saptamak spermlerin sayı ve hareket kabiliyetini bozan başlıca etmenlerdir.
Özellikle sperminde canlı hücre hiç olmayan azoospermi ve hormanal bozukluğa sahip hipogonadizm hastalarının çocuk sahibi olabilmeleri için tedavilerini ve mikroskopik olarak yapılan testisten ve sperm yollarından sperm bulma ameliyatlarını (mikroskopik tese-mesa) başarı ile yapmaktayız. Eğer sperm örneğinizde hiç canlı hücre yoksa ve size bu nedenle testis biyopsisi önerildi ise tüp-bebek merkezi olmayan bir yerde bu biyopsiyi olmamanızı öneriyoruz. Bu alınan biyopsi parçalarındaki var olabilen canlı sperm hücrelerini kullanamamış , onlardan çocuk yapma şansını yitirmiş oluyoruz. Çocuğunuz olmaz denerek çeşitli merkezler tarafından ümitsizliğe itilen veya bu işin peşini bırakmış olan hastaların yaklaşık % 40'mda olumlu sonuçlar alınmakta ve eşleri hamile kalabilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:54 pm

Tıraş bıçağınızı iyi seçin!
Ergen bir erkek çocuğu için tıraş olmak, genellikle heyecan verici bir duygu. Ne de olsa, bu şekilde erkekliğe iyice adım atmış olduğunu hissediyor. Ancak belli bir zaman geçtikten ve sakallar iyice çıktıktan sonra, bu işlem zamanla külfet haline geliyor. Çünkü zorunluluk başlıyor! Bundan böyle istese de, istemese de, tıraş olmak zorunda kalıyor. İşte bu zorunluluğu gözönüne alırsak, geriye bir tek çözüm kalıyor. Tıraş olmayı zevkli hale getirmek. Eğer siz de her sabah, veya akşam bu külfeti yaşamak istemiyorsanız, tıraş çantanızı size en pratik gelen ürünlerle doldurun ve biraz eğlenmeye bakın. Tabii eğlenirken, cildinizi de düşünmeyi ihmal etmeyin.
Unutmayın ki, her gün yüzünüze sürdüğünüz o tıraş bıçağı, eğer gerekli bakım sağlanmazsa, zamanla tahrişlere ve rahatsızlıklara yol açar. Tıraş sonrası, cildinizi ferahlatacak, canlılık hissi verecek, nemlendirecek ve cilt yüzeyinde bulanan bakterileri etkisiz hale getirecek çok çeşitli ürünler bulunuyor.

Traşınız sinekkaydı mı olsun?
Tıraş için öncelikle yüzünüze ve cildinize uygun ürünler temin etmeniz gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra, iyi bir tıraşa hazırsınız demektir. Öncelikle sakalınızın bu işlem için hazır olup olmadığına dikkat edin. Bunun için yapmanız gereken, sakallarınızı özel bir tıraş köpüğü veya kremiyle yumuşatmak. Ancak bunu uygulamadan önce yüzünüzü sıcak suyla yıkamayı unutmayın. Diğer önemli bir nokta da, sakalınızı her zaman aynı yöne doğru kesmeniz. Eğer sakalların çıkış yönünü izlemezseniz, cildinizde kıl dönmeleri meydana gelir ve bu da cildinize zarar verebilir. Traş konusunda size son tavsiyemiz, aceleci davranmamanız. Aksi halde yüzünüzde pamuk veya flasterlerle dolaşmanız kaçınılmaz olur!

Biraz da istatistik...

· Erkeklerin yüzde 21'i bakım ürünü kullanıyor.
· Erkeklerin yüzde 71'i her gün tıraş köpüğü kullanıyor.
· Erkeklerin yüzde 70'i köpük veya jel tercih ediyor.
· Erkeklerin yüzde 62'si tıraş sonrası ürün kullanıyor.
· Erkeklerin yüzde 50'si alkollü losyon veya tonik tercih ediyor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:54 pm

Bakım sadece insanın çevresine iyi bir imaj yansıtması açısından gerekli değil. Aynı zamlanda kişinin kendini iyi hissetmesi, bunu çevresine yansıtarak, olumlu ilişkiler geliştirmesi açısından da önem taşıyor. Bu pozitif enerjinin sağlığımıza bile katkısı olduğunu inkar edemeyiz. Kadınlar bunun ne denli önemli olduğunu uzun zamandan beri farkındalar. Ancak erkeklerde bu biraz ağır gelişiyor. Gerçi günümüzde kendine bakım uygulayan erkek sayısı gün geçtikçe artıyor. Ancak bu sayı, kadınlarla kıyaslanamayacak kadar az.

Zamanla dökülen bir sorun; saçlar
Saç dökülmesi, saç köklerinde var olan bir sorun ya da yaşın ilerlemesi neticesinde meydana geliyor. Saç kökünün çevresinde bulunan kolajen maddesinin zamanla sertleşmesi, saç kökünü de sertleştiriyor. Bu da kökün beslenmesini engelliyor ve saçlar dökülüyor. Normal şartlar altında saçlar her gün belli bir sayıda dökülür. Ancak eğer bu sayı gün içinde 80 saç telini geçerse, bir uzmana başvurmakta yarar var.
Araştırmalara göre; erkeklerin dörtte biri normal dışı saç dökülmesi yaşıyor ve her 10 erkekten biri de kel kalıyor. Saç dökülmesine etken nedenlerden biri kalıtsal faktör, diğeriyse erkeklik hormonu.
Saç dökülmesini azaltmak ve durdurmak için piyasada çok sayıda ürün bulmak mümkün. Bunlardan bazıları, içeriğinde özel maddeler bulunan ampüller. Bu ampüller sayesinde, saçın kökünde bulunan bağ dokusu ve damarlar esniyor. Böylelikle saç dökülmesi azalıyor. Ancak, ampüllerle yapılan bu kürler, kalıtsal ya da hormonal nedenlere dayanan saç dökülmesini etkilemiyor.

Tıraşı keyifli hale getirin
Çene etrafında her gün ortalama 7000 - 15.000 arasında sakal uzuyor. Her sakal da, bulunduğu bölgeye göre farklı yönde çıkıyor. Bu da doğal olarak tıraş esnası ve bazen de sonrasında sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca her erkeğin sakal sıklığı ve traş olma usülü farklı. Bazıları sabah ve akşam traş oluyor, bazıları günde sacede bir kez, bazılarıysa birkaç günde bir.
Yüze bu denli sık yapılan bir uygulama mutlaka büyük bir özen gerektiriyor. Eğer rahat bier traş ve saglıklı bir cildiniz olmasını istiyorsanız, tercih ettiğiniz ürünleri özenle seçin. Bunun için önce ihtiyaçlarınızı belirleyin, ardından bunlara yönelik en uygun aracı temin edin. Piyasada, her türlü ihtiyacınıza yanıt verecek ürünlerden bolca bulabilirsiniz. Eğer kuru tıraş olmayı seviyorsanız, traş makinası kullanabilirsiniz. Ancak ıslak tıraştan vazgeçemeyenlerdenseniz, kendinizi tıraş bıçakları ve köpüklerininin satıldığı reyonlara atmanız yeterli!
Tıraş aletlerinin yanı sıra, tıraş sonrası gerekli losyonlar da, cildinizin iyiliğini ve güzelliğini düşünüyor. Tıraştan sonra cilt normal zamandan daha hassas özellikte olur. Bu nedenle mümkün olduğu kadar tahrişe veya kızarıklığa yol açmayacak ürünler tercih edin. Unutmayın; sakallarınızı her zaman çıkma yönüne doğru kesmelisiniz!

Pratiklik çalışan erkek için temel ihtiyaç
Hiçbir erkek saatlerce ayna karşısında dikilip, kendisiyle uğraşmaktan hoşlanmaz. Tabii istisnalar varsa, bilemeyiz! Bu nedenle kozmetik firmaları da bunu gözönünde bulundurarak, daha pratik kullanım sağlayan ürünler geliştirmeye başladı. Bunlardan bazıları, ikisi bir arada vücut ve saç şampuanları. Bunalar özellikle sabahları ve spordan sonra kullanım için oldukça uygun.
Duş alırken, vücudunuzu ne tip bir ürünle temizleyeceğinize kendiniz karar vermelisiniz. Ancak karar verirken biraz zorlanabilirsiniz. Çünkü seçenek yelpazesi burada da oldukça geniş.
Eğer kepek sorunu çekiyorsanız , kepek şampuanı kullanmayı ihmal etmeyin. Özellikle ikbahar aylarında erkeklerin cildi fazla kuruduğundan, bu dönemde daha fazla kepek sorunlarıyla karşılaşılabilir. Meyve asiti içeren şampuanlar da kepeklere karşı etkili bir sonuç sağlayabiliyor.

Güzel kokmayı erkekler de ister
Seçerken büyük zorluklar çekmelerine rağmen, yine de çoğu erkek hangi kokunun kendine yakışacağını bilir. Özellikle de sürekli olarak koku kullanan erkekler. Oryantal, odunsu veya canlı kokular erkekler arasında oldukça sık tercih edilen koku grupları. Günümüzde, cilde hoş koku verirken aynı zamanda bakım uygulayan kokular da bulmanız mümkün. Seçim yaparken dikkat edeceğiniz bir nokta, kullanacağınız parfümle deodorantın birbirine yakın kokulardan oluşması. Çünkü deodorantın ayrı, parfümün ayrı koktuğu durumlar buruna pek hoş bir karışım getirmeyebilir. Bu noktada fazla zorlanmazsınız, çünkü piyasada satılan bazı parfümler deodorantıyla birlikte bulunuyor. Ancak, eğer cildiniz hassas ve her türlü deodorant kullanamıyorsanız, özel nötürleştirilmiş çeşitlerden alabilirsiniz. Unutmayın; kadınların yüzde 90'ı hoş olmayan kokulardan nefret ediyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:54 pm

SİVİLCELER
Prof.Dr. Kaan AYDOS
Ergenlik ile birlikte, erkeklik hormonu testosteronun artmasına bağlı olarak, yüz, göğüs, omuzlar ve sırtta ortaya çıkan sivilcelerdir. Nadiren kol ve ensede de olabilirler. Görülmesi normaldir, ama fazla olması tedaviyi gerektirir. İleri yaşlarda kendiliğinden kaybolurlar. Bazen 35-40 yaşına kadar yıllarca devam edebilir. Tek sakıncası, çok büyük olanları iyileşirken geride iz (skatris) bırakabilirler.
Nedeni; kıl folliküllerinde (diplerinde) artmış yağ salgılanmasına bağlı olarak yağ bezlerinin ağızlarının tıkanması ve geride yağ salgısının (sebum) birikmesidir. Başlangıçta cilt yüzeyinde siyah-kahverengi noktalar şeklinde belirirler (komedon). Bunlar dışarı doğru sivilce şeklinde büyümeye başlarlar. Zamanla daha da büyürler ve üzerlerine bakterilerin de eklenmesi ile iltihaplanma, kızarıklık ortaya çıkar (follikülit). Bazen açılarak içeriği boşalır, üzeri kabuk bağlayabilir. İyileştikten sonra geride iz bırakabilirlerde.
Önlemek için; baharatlı yiyecekler, çikolata, kuruyemiş, kolalı içecekler, çok yağlı besinler, deniz mahsülleri ve fazla alkolden kaçınılması önerilir. Ancak diyetin fazla önemli olmadığı da söylenmektedir.
Kabız kalmamaya ve stresden uzak durmaya çalışılmalıdır. Esas önemli olan, sivilcelerin elle patlatılmamalarıdır. Eğer gerekiyorsa, büyümüş olanları doktor tarafından usulüne göre açılır ve tedavi edilir. Aksi takdirde geride önemli iz kalabilir.
Tedavide prensip; uzun süre ve muntazam şekilde tedavinin sürdürülmesidir. Deriyi kavlatarak yağ bezi ağızları açık tutulmaya çalışılır. Bu amaçla içerisinde salisilik asit, rezorsin, retinoik asit (A vitamini), kükürt gibi keratolitik maddeler içeren losyan ve pomadlar kullanılır. Ancak bu preparatların çoğunun geceleri kullanılıp, mukoza ile temas etmemeleri gerekir. Gündüzleri ise antibiyotikli pomadlar kullanılır. Sadece yüzeyel uygulamalar ile iyileşmeyen olgularda tetrasiklin grubu başta olmak üzere, eritromisin, kloramfenikol ve klindamisin gibi antibiyotikler ağızdan uzun süreli verilir. Uzun süreli antibiyotik kullanımının karaciğer ve kan tablosu üzerine yan etkileri ve florayı bozmalarından dolayı doktor kontrolünde kullanılması uygun olur.
Bir diğer husus ise, akne ile karışabilecek başka rahatsızlıkların da olabileceğidir. Bu nedenle dikkatli olunması gerekir.
zeynep Ã�evrimdıÅ�ı Alıntı ile Cevapla
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:55 pm

1.Prostat iltihabının (prostatit) nedenleri nelerdir?
Akut ve kronik bakteriel prostatit, prostat bezine enfekte idrarın prostat kanalları boyunca taşınması ile oluşur.Bakteriel prostatit bulaşıcı değildir ve cinsel yolla geçen bir hastalık olarak düşünülmemelidir.
Bazı tıbbi müdahaleler , özelliklede idrar kateteri takma işlemi bakteriel prostatit riskini artırır.
Kronik bakteri kaynaklı olmayan prostatitlerde de prostat bezinde benzer iltihabi durumlar oluşur Fakat buradaki nedenler sıklıkla tipik idrar yolu enfeksiyonlarında görülen etkenlerden farklıdır.Buna yol açan organizmalar sıklıkla klamidya ve mycoplazma denilen organizmalardır.Bunların bazıları cinsel ilişkiyle geçebilir.
Prostatodynia durumunda ise prostatın mikrop kapmasıyla ilgisi yoktur.Problem sıklıkla prostat bezini çevreleyen sinir ve kaslarla ilgilidir.

2. Prostatitin neden olduğu yakınmalar nelerdir?
Ani gelişen bakteri kaynaklı prostatititde,şikayetler ani ve şiddetli başlar.Ateş,titreme,idrarda şiddetli yanma ve mesaneyi ( İdrar kesesi ) boşaltmada yetersizlik sık görülen problemlerdir.
Kronik bakteri kaynaklı prostatititde şikayetler benzer ancak daha az şiddetlidir.Bu şikayetler idrarda yanma,sık idrara çıkma,testislerde, perinede(makat bölgesinde), sırtta ağrılar ve ağrılı ejakulasyondur.( İdrar ve sperm atılımı )
Kronik bakteri dışı kaynaklı prostatitte sık ve ağrılı idrar yapma,ağrılı ejakulasyon ve perine-mesane-testis ve peniste ağrı-rahatsızlık olur.
Prostatodynia şikayetleri zorlu ve ağrılı ejakulasyon,zorlu ve ağrılı idrar yapma,perinede ağrıdır.Bu şikayetler kronik nonbakteriel prostatit şikayetlerinden ayrılamaz.

3. Prostatit bir hastayı nasıl etkileyecektir?
Prostatit hem hasta hem de doktor için zor bir durumdur.Hastanın yaşam kalitesini ciddi olarak etkiler.Prostatitin doğru tanısı zordur ve hastalık kür olmayabilir.Bununla birlikte prostatit tedavi edilebilir bir hastalık olup uygun tedavi ile önemli yakınmalar büyük oranda düzelir.

4. Prostatitle ilgili önemli noktalar nelerdir?
Doğru tanı tedavi için ana faktördür.
Prostatit herzaman kür olmayabilir ancak kontrol altında tutulabilir.
Şikayetler geçse bile tedavi izlenmelidir.
Prostatitli hastalar gelişen prostat kanseri için daha yüksek bir risk içermezler.
Normal cinsel aktivitenin kesilmesine gerek yoktur.(akut safha hariç)
Prostatitli kişi normal hayatını sürdürebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:55 pm

Çalışma koşulları ruh sağlığımızı etkiliyor

Sağlıksız ve güvencesiz koşullarda çalışanlarda ruh hastalıklarının daha sık görüldüğü ve varolan hastalıkları da ağırlaştırdığı bildirildi.

Uzmanlara göre işe bağlı ruhsal sorunlar genellikle kişinin düşünmesini, duygulanımsal yanıt verme yeteneğini, iletişim kurmasını, gerçeği ayırt etmesini ve uyum sağlama yeteneğini sınırlıyor. Kişinin gündelik yaşam etkinliklerini sürdürmesini ve çalışmasını etkiliyor.

Petrol-İş tarafından yayınlanan "Sendikal Notlar" isimli kitapta "Çalışma İlişkilerinde Değişim ve Psikososyal Sorunlar" ele alındı. Uzmanlara göre, akıl sağlığı hem işyerindeki ve dışındaki stres etmenlerinden hem de kişilik özelliklerinden etkileniyor. İşe bağlı ruhsal sorunlar genellikle kişinin düşünmesini, iletişim kurmasını, gerçeği ayırt etmesini ve uyum sağlama yeteneğini sınırlıyor. Kişinin gündelik yaşam etkinliklerini sürdürmesini ve çalışmasını etkiliyor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:55 pm

Erkeklere Önerilen Sağlık Kontrolleri

Önce dişler
Yılda bir kez dişhekiminize görünün. Dişhekiminiz ağız boşluğunuzda diş ve dişetlerinizde olası değişiklikleri ayna ile yapacağı küçük bir gözlemle saptayabilir.
Gözler en önemli hazine
Her 3-5 yılda bir göz muayenesi yaptırın. Yaşınız 50 nin üzerinde ise bunu sıklaştırın. Doktorunuz görme sorununuz olup olmadığını, gözlük gereksiniminiz olup olmadığını, göz tansiyonu (glokom) , makuler dejenerasyon ve katarakt gibisık rastlanılan göz hastalıkları açısından değerlendirir.
Tansiyonunuzu ihmal etmeyin
Her iki yılda bir tansiyonunuzu kontrol ettirin.( Bu sıklık tansiyonu normal olanlar içindir. Eğer tansiyonunuz normal sınırların dışında ise doktorunuzun önerdiği sıklıkta ölçtürün.) Yüksek tansiyon ortalama her beş kişiden birini etkilemektedir. Yanlızca koroner kalp hastalığı için değil, konjestif kalp yetmezliği, çarpıntı, böbrek hastalıkları ve retinopati denilen göz bozuklukları içinde hipertansiyon risk faktördür. Tansiyonunuzu ölçtürürken dinlenmiş ve stres den uzaklaşmış olmanız gerekmektedir. Birçok uzman tansiyonun üst sınırlarını 140/90 olarak kabul etmektedir. Bununüzerindeki değerler yüksek tansiyon olarak kabul edilmektedir.
Kolestrole dikkat
Her 5 yılda bir kolesterol seviyelerinizi ölçtürün. (Kolesterol seviyeleriniz normalin üzerinde ise doktorun önerdiği sıklıkta ölçüm yaptırın) Basit bir kan testi ile kandaki total kolesterol, Düşük Dansiteli Kolesterol (LDL, kötü kolesterol) ve yüksek dansiteli kolesterol (HDL, iyi kolesterol) düzeyleri ölçülür. Total kolesterol ve LDL artışı kan damarlarının çeperlerinde yağ birikimini arttırır. HDL ise bu yağın birikimini önler. Kolesterol yüksekliği ve damarlarda biriken yağ ölümcül olabilen koroner arter hastalığına sebep olur. Kolesterol düzeyleri 200 mg/dl yi geçtiğinde koroner kalp hastalığı riski artmaktadır. 200-240 mg/dl arasındaki değerler ılımlı yüksek olarak kabul edilebilir ve diyet ve egzersiz ile bu düzeyler düşürülebilir. Bazı uzmanlar 240 mg/dl yi bazıları da 280 mg/dl yi geçtiğinde ilaç tedavisine başlarlar.
Kırkından sonra kolon muayenesi
40 yaşında başlayın.Testler normalse sigmoidoskopi ve kolon grafisini 3-5 yıl ara ile tekrarlatın. Ailenizde kolon kanseri veya polip hikayesi varsa her 5 yılda bir kolonoskopi yaptırın. Bu konuda doktorunuzun önerilerini uygulayın.
Sigmoidoskopi: Kolon ve rektumun son parçasının ince bükülebilen bir endoskoplaincelenmesidir.
Kolon grafisi: Lavman yolu ile baryum verilerek kolon filmi çekilir. Kolondaki daralmış alanlar, polipler, divertikül adı verilen keseler, kanseröz lezyonlar izlenir.
Kolonoskopi: Bükülebilen bir endoskopla kolonların incelenmesidir.Genellikleyüksek risk altındaki kişilerde uygulanır.
Elli yaşından sonra prostat rikine karşı tedbirli olun
50 yaşından sonra senede bir prostat muayenesi yaptırın. Ancak ailenizde prostat kanseri öyküsü varsa doktorunuzun önerisine göre testlere daha erken yaşlarda başlamanız gerekecektir. Prostat muayenesinde doktor parmağıyla rektaltuşe yaparak prostat bezini muayene eder.Arıca PSA (Prostat Spesifik Antijen)adı verilen bir kan testi ile de prostat büyümeleri veya tümörler ortaya çıkarılabilir. Adelosan çağından itibaren her ay kendikendinize testis muayenesi yapın.Testis Kanseri 15-35 yaş arası erkeklerde en sık görülen kanser tipidir. Ayrıca doktor muayenesi de gerekmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:56 pm

Erkekler
Erkekler yeni doğmuş bebek gibidirler. İlk başta çok şirin görünürler , ama bir süre sonra altlarını değiştirmekden sıkılırsınız

Erkekler Kahve gibidirler . En iyileri zengin ve sıcaktır . Sizi bütün gece ayakta tutabilirler .

Erkekler bilgisayar gibidir . Anlaşılması çok güçtür. Ancak hiç bir zaman yeterli hafızaya sahip değillerdir .

Erkekler uzaktan kumanda gibilerdir. Basit. Kullanımı kolay . ve genelde televizyonun yanına uzanmış durumda .

Erkekler Yıldız falı gibilerdir . Size her zaman ne yapacağınızı söylerler ve genelliklede yanlıştırlar.

Erkekler iş makineleri gibidirler . Çok gürültü yaparlar ama çalışmaları zordur .

Erkekler termos gibilerdir . İçini bira doldurup her yere taşıyabilirsiniz .

Erkekler şilte gibilerdir . Elinde sonunda en iyileri bile deforme olur .

Erkekler Brezilya dizileri gibilerdir . Seyretmesi eğlenceli . Ancak her duyduğunuza inanmayın .
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:56 pm

Sağlıklı bir erkek olmanın 10 yolu !

Erkekseniz ve daha sağlıklı bir hayat sürmek istiyorsanız temel olarak 10 noktaya dikkat etmeniz yeterli...



Amerikan Newsweek dergisi, sağlık köşesinde erkeklerin daha uzun ömürlü olmalarının sırrını verdi.

Haberde dünya genelinde kadınların ortalama olarak 80,4 yıl yaşadığı, erkeklerinse bundan 5,2 yıl daha az hayatta kaldığı belirtildi. Newsweek`e göre sağlıklı bir erkek olmak için uyulması gereken 10 kural şöyle:

* Sigara ve uyuşturucudan kaçının.

* Düzenli spor yapın.

* Sağlıklı beslenin.

* Kilolu olmayın.

* Günde en fazla bir veya iki bardak alkol alın.

* Aşırı stresten uzak durun.

* Arabada emniyet kemeri takın

* Radyasyon, kimyasal kirliliği veya diğer çevre kirliliklerinden uzak yaşamaya çalışın.

* Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korunun.

* Kendinizi dinleyin. Herhangi bir sorunda doktora gidin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:56 pm

ERKEKLERDE
Gıdık Estetiği
Düzeltmeler
Yağ fazlası alınır, deriye gergin bir görünüm sağlanır.


Gerekenler
Tahliller yapılır, lokal veya genel anestezi uygulanır, hastanede kalınması gerekli değildir. Operasyon süresi yarım saat ile 2 saat arasında değişir, dikişler 7 gün sonra alınır, baş hareketleri 1 hafta kısıtlanır, müdahale sonrası tedavi 10 gün sürer..


Operasyon nasıl gerçekleşir
Sadece yağ fazlalığı varsa kulak memesi altından açılan 1-2 mm’lik bir delikten yağlar vakumla emilir. Deri sarkması varsa fazla deri çıkartılarak gerginlik sağlanır.


İzler
Kulak altında gizlenen izler fark edilmez.


Komplikasyonlar ve beklenmeyen etkiler
Morarma ve enfeksiyon


Beklenen sonuç
10 yıl içinde operasyonun tekrarı gerekebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
soLmazeda
Admin
Admin
soLmazeda


Kadın
Zodyak : Yengeç
çin astrolojisi : Domuz
Mesaj Sayısı : 502
Yaş : 28
Nerden : İsTaNBuL
Yorum : PerFec'T GirL'S And UnutuLmaz Fun'I & MeLekLer KoRuSuN Fun'I

Kayıt tarihi : 20/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimeCuma Ocak 23, 2009 3:56 pm

Sıcak Duş Kısırlık Riski Yaratıyor
Sıcak suyla banyo yapan erkeklerde kısırlık riski artıyor. Yapılan araştırmalar, sıcak suyun sperm sayısını kayda değer oranda azaltığını ortaya çıkardı.
ABD'li bilimadamları sıcak su ile uzun süre banyo yapan erkeklerin sperm sayılarında azalma olduğunu belirledi. Yapılan araştırmayla birlikte, dar pantalon giymek, aşırı stres,uyuşturucu madde bağımlılığı, aşırı sigara tüketimi ve ileri yaşlarda geçirilen kabakulak hastalığı gibi kısırlığı tetikleyen faktörler arasına sıcak su da eklenmiş oldu.
San Francisco'da 3 yıl süren araştırmanın sonuçlarına göre, sıcak su dolu küvette veya sıcak duşta haftada 30 dakikadan fazla zaman geçiren erkeklerin sperm sayısı büyük ölçüde azalıyor. Bu nedenle sıcak su, erkek üretkenliği için gerçek bir risk faktörü oluşturuyor.

Alışkanlıklar Değişirilmeli
Sıcak suyun erkek üretkenliği üzerindeki negatif etkilerin yok olması ise alışkanlıkların değiştirilmesiyle sağlanabiliyor. Açıklamalara göre; sıcak su ile duş keyfinden vazgeçen erkeklerde sperm sayısı 3-6 ay içinde yeniden normale dönebiliyor. Ancak bilimadamlarıın açıklamalarına göre, bu düzelme sadece erkeklerin yüzde 45'inde gözlemleniyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.solmazeda.blogcu.com
xx.bushra.xx
Yarı Sahip x]
Yarı Sahip x]
xx.bushra.xx


Kadın
Mesaj Sayısı : 898
Yorum : ...Harika Bir Paylaşımcısın Böyle Devam Et Bebişim...
Kayıt tarihi : 22/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 12:37 am

çok teşekkür edeRim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://lamiakenan.blogcu.com/
xXxBeYzOsHxXx
Yarı Sahip x]
Yarı Sahip x]
xXxBeYzOsHxXx


Kadın
Zodyak : Yay
çin astrolojisi : Sıçan
Mesaj Sayısı : 438
Yaş : 27
Nerden : Uzayyy aracından xD
Yorum : Harika bir paylaşımcısın...
Kayıt tarihi : 24/01/09

Profil
Sitesi x]:

Erkek Sağlığı Empty
MesajKonu: Geri: Erkek Sağlığı   Erkek Sağlığı Icon_minitimePtsi Şub. 02, 2009 8:28 pm

ewd çohq tşk ederiss
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Erkek Sağlığı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hoşgeldin :: FARKLI DÜNYALAR :: Beylerin Dunyasi-
Buraya geçin: